Türkiye, TRLG-122 Füzesiyle Deniz Hedeflerini Vurdu

Roketsan’ın TRLG-122 Deniz Testi Başarısı

19 Ağustos 2025’te, Türk savunma şirketi Roketsan, TRLG-122 lazer güdümlü topçu roketinin bir pickup kamyonetten ilk kez fırlatılarak sabit bir deniz hedefini başarıyla vurduğunu duyurdu. Bu test, yüksek hareket kabiliyetine sahip hafif bir platformun 122 mm hassas güdümlü mühimmatın taktiksel kullanımını nasıl genişletebileceğini gösterdi. Gelişme, hem düzensiz hem de konvansiyonel savaşlarda topçu roketlerinin kullanımını yeniden şekillendirebilecek bir yenilik olarak öne çıkıyor. Test, modern savaş alanlarında uyarlanabilir, düşük maliyetli ve hassas çözümlere yönelik artan vurguyu yansıtıyor.

TRLG-122, Roketsan’ın TRG-122 modelinin gelişmiş bir türevi olup ataletsel navigasyon sistemi (INS) ve lazer arayıcı başlığı ile donatılmıştır. 76 kilogram ağırlığında ve 13,5 kilogramlık patlama-parçalanma savaş başlığına sahip olan roket, 13 ila 30 kilometre menzil sunar ve 2 metreden daha az dairesel hata olasılığı (CEP) ile hassas vuruşlar gerçekleştirir. Geleneksel olarak kamyon tabanlı çok namlulu roketatar (MLRS) sistemlerinde 12 veya 24’lü podlarla taşınan sistem, pickup üzerine uyarlanırken daha hafif ikili kanisterler kullanıldı. Bu, Roketsan’ın esneklik ve doğruluktan ödün vermeden hareket kabiliyetini artırma yaklaşımını gösteriyor.

TRLG-122’nin Teknik Özellikleri ve Avantajları

TRLG-122, hafif platformlara entegrasyonuyla dikkat çeker ve modern savaşın taleplerine uygun yenilikçi özellikler sunar:

• Teknik Özellikler:

  • Ağırlık: 76 kg, savaş başlığı: 13,5 kg (patlama-parçalanma).

    

  • Menzil: 13-30 km, doğruluk: <2 metre CEP.

  • Güdüm: Ataletsel navigasyon sistemi (INS) ve lazer arayıcı.

  • Kanister: İkili veya dörtlü/altılı konfigürasyonlar.

• Avantajlar:

  • Pickup platformuyla yüksek hareketlilik ve gizlenme kabiliyeti.

  • Hızlı “vur ve kaç” taktikleri için optimize.

  • Karşı batarya ateşi ve hava keşfine karşı düşük tespit riski.

• Operasyonel Esneklik:

  • Hafif araçlardan deniz ve kara hedeflerine hassas vuruş.

  • İnsansız hava araçları (UAV-122) için uyarlanmış versiyon.

• Ekonomiklik: Düşük maliyetli, modüler ve ihracata uygun.

Geleneksel 122 mm roketler, BM-21 Grad gibi sistemlerle 40 tüplü ağır kamyonlardan alan baskılama için kullanılırken TRLG-122 seçici vuruşlar için yüksek hayatta kalma oranı sunar. Pickup konfigürasyonu, hız, manevra kabiliyeti ve gizlenme avantajlarıyla, Ukrayna, Suriye ve Libya’da doğaçlama lançerlerle görülen taktiklerin resmi bir versiyonunu temsil ediyor.

Stratejik ve Operasyonel Etkiler

TRLG-122’nin pickup platformuna uyarlanması, devlet ve devlet dışı aktörlerin ateş gücünü konvansiyonel olmayan yollarla yansıtmasını sağlıyor. Bu, düşman karşı önlemlerini karmaşıklaştırarak özellikle tartışmalı ortamlarda taktiksel avantaj sunuyor. Türkiye için bu gelişme, savunma sanayiinin hem konvansiyonel hem de düzensiz savaş ihtiyaçlarını karşılayan uyarlanabilir sistemler sunma rolünü güçlendiriyor. Roketsan bu sistemle, ağır topçu filolarına yatırım yapmadan hassas vuruş arayan ordular için rekabetçi bir seçenek sunuyor.

TRLG-122, Baykar’ın Akıncı ve TB3 insansız hava araçlarından test edilen UAV-122 aeroballistik füzesinin temelini oluşturuyor. Bu, sistemin kara, hava ve deniz savaşlarında çok alanlı bir varlık haline geldiğini gösteriyor. Deniz hedefi vuruşu, sistemin potansiyel deniz uygulamalarını vurguluyor. Bütçe açısından, pickup tabanlı çözüm, pahalı araçlar ve lojistik gerektiren büyük ölçekli MLRS programlarına kıyasla düşük maliyetli bir alternatif sunuyor. Roketsan’ın Asya ve Ortadoğu’daki ihracat müşterileriyle yaptığı sözleşmeler, bu konfigürasyonun müşteri tabanını genişletebileceğini gösteriyor.

Roketsan’ın TRLG-122’yi pickup platformundan başarıyla test etmesi, topçu roketlerinin modern savaşta rolünü yeniden tanımlıyor. Hassasiyet ve hareketliliği birleştiren sistem, geleneksel roketatarlar ile doğaçlama teknikler arasında köprü kurarak devlet ve düzensiz kuvvetler için ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor. Bu yenilik, hız, gizlenme ve maliyet etkinliğinin, ham ateş gücünden daha fazla önem kazandığı bir savaş alanı dinamiğine işaret ediyor.