Fiber‑Optik ve FPV’ler: Ukraynalı İHA Eğitmeninden Dersler
Ukrayna’nın TYPHOON birimi, FPV ve fiber-optik dronlarla elektronik harp ortamında savaşıyor. Operatör eğitimi ve teknik yetenekler savaşın seyrini değiştiriyor
FPV ve Fiber-Optik Dronlar: Ukrayna Cephesinden Yeni Nesil İHA Savaşı
Ukrayna’nın “Typhoon” birimi, elektronik harp tehdidinin en yoğun olduğu bölgelerde FPV ve fiber-optik dronlarla savaşın kurallarını yeniden yazıyor.
Ukrayna’nın ‘Typhoon’ birimi, FPV ve fiber‑optik İHA sahasında operasyonel tecrübeyi hızla olgunlaştırıyor. Operatör eğitimi, elektronik harp (EW) karşısında hayatta kalma yöntemleri ve platform‑seviyesinde iyileştirmeler, sahadaki başarının anahtarı olarak öne çıkıyor.
“Typhoon” Birimi: İnsansız Sistemlere Odaklı Yeni Nesil Güç
Ukrayna Ulusal Muhafızları bünyesindeki özel kuvvet birimi “Typhoon”, 2024 yılında tamamen insansız sistemlere odaklanmak üzere kuruldu.
Birimin temel görevi, savaşta dron yeteneklerini geliştirmek, hızlı mühendislik modifikasyonlarıyla sistemleri sahaya uyarlamak ve operatörlere ileri seviye eğitim sağlamaktır.
Bu kapsamda, mühendisler ve pilotlar aynı ekipte görev yapıyor; mühendisler dronları sahada anında değiştiriyor, pilotlar ise karmaşık FPV görevlerini uyguluyor.
Operatör Açığı: “Kalite, Nicelikten Daha Önemli”
“Alex” kod adlı birim analisti, pilot eksikliğinden çok motivasyon eksikliğinin daha ciddi bir sorun olduğunu söylüyor:
“Sıfırdan bir FPV pilotu yetiştirmek en az üç ay sürüyor. Ancak bu yalnızca uçuş değil, mühendislik bilgisi de gerektiriyor.”
Operatörlerin yalnızca dron uçurmayı değil, aynı zamanda sistem arızalarını analiz edip sahada tamir etmeyi de öğrenmesi gerekiyor.
Birimin mottosu açık: “Az ama donanımlı pilot.”
Pilotlar düzenli olarak savaş alanından gelen veriyle güncelleniyor; yeni Rus karıştırma (jamming) sistemleri hakkında frekans analizi yapılıyor, hangi bantların hâlâ güvenli olduğu paylaşılıyor.
Elektronik Harp ile Mücadele: Çoklu Alıcı ve Polarizasyon Taktikleri
Ukrayna için sahasında en büyük tehdit, Rusya’nın geniş bant elektronik karıştırma sistemleridir.
Alex’e göre, yetenekli bir FPV pilotu hedefe “tek atışta” ulaşabiliyorsa, karıştırma devreye girmeden başarı sağlanabiliyor.
Ancak uzun süren görevlerde, bağlantı kopma riski artıyor.
Bu yüzden bazı FPV’ler artık çoklu alıcı (multi-receiver) sistemler kullanıyor.
“İki ya da üç farklı frekansta çalışan, farklı polarizasyonlara sahip antenler (lineer ve dairesel) EW ortamında bağlantı sürekliliğini ciddi ölçüde artırıyor.”
Bu taktik, Rus karıştırmasının etkisini azaltarak, operatörün hedefe ulaşma şansını büyük ölçüde yükseltiyor.
Parça Savaşları: Çin Malı Bileşenlerden Yerli Üretime
Ukrayna’daki birçok FPV sistemi hâlâ Çin yapımı parçalara dayanıyor. Ancak “Typhoon” birimi, yedek parça çeşitliliğinin savaş başarısında belirleyici olduğunu vurguluyor.
Bir pilotun elinde 3 GHz, 1.2 GHz ve 6 GHz gibi farklı video vericileri varsa, yeni karıştırma frekanslarına hızlıca adapte olabiliyor.
Yerelleştirilmiş parça üretimi henüz sınırlı olsa da, Kiev yönetimi ve özel girişimler bu konuda ilerleme kaydediyor.
Batı Menşeli Dronlar: Kimler Başarılı, Kimler Sınıfta Kaldı?
Batı’dan sağlanan sistemler arasında en başarılı modeller, Alman üretimi Vector ve Polonya menşeli FlyEye dronları oldu. Bu firmaların başarısı, doğrudan sahadaki birimlerle çalışarak sistemlerini hızlıca güncelleyebilmelerinden kaynaklanıyor.
Buna karşın, bazı ABD ve Avrupa menşeli FPV modelleri, cephedeki ağır EW koşullarında beklenen performansı gösteremedi.
Örneğin, ABD’li Skydio firmasının bazı modelleri, karıştırma yoğun bölgelerde kontrol kaybı yaşadı.
Yer Robotlarında Gerçek Saha Testi: “Geliştiriciler Artık Siperden Yönetiyor”
Ukrayna, son dönemde kara tabanlı insansız sistemlerde (UGV) de benzer bir yaklaşım benimsedi.
Test protokolleri artık “gerçek savaş şartlarını” birebir taklit ediyor:
-
Operatörler doğrudan siperlerden, yalnızca robot kamerası ve bir gözetleme dronunun görüntüsünü kullanarak kontrol sağlıyor.
-
Araziye giriş yok, önceden keşif yok.
-
Kablo koptuysa, araç sıkıştıysa, test bitiyor.
Bu yöntem, sistemlerin yalnızca laboratuvar performansıyla değil, bilgi eksikliği altında nasıl karar verdikleriyle de ölçülmesini sağlıyor.
Rus Fiber-Optik Dronlarında Yeni Tehdit
Rusya, fiber-optik bağlantılı saldırı dronlarında menzili 25–30 km’ye kadar çıkardı.
Bu sistemlerde sinyal kesintileri hâlâ ciddi bir sorun olsa da, Kramatorsk’a düzenlenen uzun menzilli fiber-optik saldırı yeni bir dönüm noktası oldu.
Alex’e göre, başarı bu dronlarda “makara (spool)” kalitesine bağlı:
“Kablo çapı, yağlama ve sarım tekniği… Şeytan ayrıntıda gizli.”
Her iki taraf da bu sistemleri geliştirmeye devam ediyor; hedef, uzun menzilli, karıştırmaya dayanıklı platformlar üretmek.
FPV vs Fiber-Optik: Savaşta Başarı Oranları
Başarı oranı, doğrudan pilot yeteneğiyle bağlantılı:
-
Üst seviye FPV pilotları: %70–80 başarı oranı
-
Orta seviye pilotlar: %40–50
-
Acemiler: %20’ye kadar düşüş
Fiber-optik dronlarda ise ortalama başarı oranı %40–50 civarında.
Ancak burada ek riskler var: topçu ateşi kabloyu koparabilir, rüzgar hattı bozabilir, dost FPV’ler yanlışlıkla kabloyu kesebilir.
Bu yüzden fiber-optik sistemlerde rota planlaması ve çevresel farkındalık hayati önem taşıyor.
DefenceTrend Analizi: Savaşın Yeni Dersi — Pilot, Parça ve Protokol
Ukrayna deneyimi gösteriyor ki, modern İHA savaşında donanım kadar operatör kalitesi de belirleyici.
Türkiye’nin güçlü İHA ekosistemi (Bayraktar, ANKA, AKSUNGUR, KARGU) bu alanda örnek teşkil ediyor; ancak “operatör mükemmeliyet merkezleri” kurulması, sahaya dayalı eğitim programları ve yedek frekans-parça yönetimi kritik hale geliyor.
FPV ve fiber-optik kombinasyonlarının yerli olarak geliştirilmesi, Türkiye’yi geleceğin EW ortamında bir adım öne çıkarabilir.

Benzer şekilde Pentagon gerçek savaş eğitimleri için Top Drone okulu açtı. Harekat alanının benzeri ortamda kullanıcıları eğiterek gerçek duruma hazır hale getiriyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçtiğimiz ay Indiana eyaletinde yer alan Camp Atterbury’de, “Top Drone” adını verdiği ilk İHA operatör okulunu resmen başlattı.
Bu eğitim, Technology Readiness Experimentation (T-REX) adlı teknoloji hazırlık deneyi kapsamında düzenlendi ve askeri, endüstriyel ve akademik paydaşlara açık şekilde yürütüldü.
Programın amacı, operatörlerin hem taktiksel hem de teknik becerilerini, gerçek savaş koşullarını taklit eden zorlu bir ortamda test etmekti. Eğitim parkuru, kentsel savaş alanına benzer biçimde tasarlandı; drone operatörleri manevra, dayanıklılık, keşif ve hedef tespiti gibi görevleri yerine getirdi.
Katılımcılar arasında ABD Ordusu Muharebe Ölümcüllük Görev Gücü ve Havacılık Mükemmeliyet Merkezi (Army’s Combat Lethality Task Force and its Aviation Center of Excellence.) de yer aldı. Kullanılan sistemler, bağımsız FPV (first-person view, birinci şahıs görüş) İHA’lar ile fiber-optik bağlantılı platformların karışımından oluştu.





