Rekor Sözleşme ve Küresel Talebin Artışı
31 Temmuz 2025’te ABD Savunma Bakanlığı,
Raytheon’a (RTX’in bir bölümü)
AIM-120 AMRAAM (İleri Orta Menzilli Hava-Hava Füzesi) programı tarihindeki en büyük sözleşmeyi verdi.
3.5 milyar dolar değerindeki bu anlaşma, 39 ve 40 numaralı üretim partilerini kapsıyor ve ABD ile müttefiklerinin
hava üstünlüğü kabiliyetlerini güçlendirmeyi hedefliyor. Sabit fiyat teşvikli sözleşme,
füze üretimi, telemetri sistemleri, yedek parçalar ve teknik desteği içeriyor.
Füze sayısı belirtilmemiş olsa da birim maliyetin varyanta bağlı olarak 1 milyon doları aştığı biliniyor. Yabancı Askeri Satışlar (FMS) kapsamında 19 ülkeye, aralarında Birleşik Krallık, Almanya, Japonya, Finlandiya, Polonya, Kanada, İsrail, Ukrayna, Avustralya, İsveç, Hollanda ve Tayvan’ın bulunduğu ülkelere fayda sağlayacak. Üretim, Tucson, Arizona’da gerçekleştirilecek ve 2031 mali yılının üçüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.
Sözleşme, çok yıllı bütçe tahsislerinden finanse ediliyor:
Donanma ve Hava Kuvvetleri’nden tedarik fonları, araştırma ve geliştirme bütçeleri, operasyon ve bakım fonları ile 621 milyon doları aşan FMS katkıları. Rekabet dışı bir süreçle verilen sözleşme, Eglin Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki
Hava Hakimiyeti Bölümü tarafından yönetiliyor. Raytheon’ın Hava ve Uzay Savunma Sistemleri Başkanı Sam Deneke, son çatışmaların AMRAAM’ın operasyonel önemini doğruladığını ve müttefik güçlerin gelişen hava tehditlerine karşı donanımlı olması gerektiğini vurguladı.
AIM-120 AMRAAM’ın Teknik Yetenekleri
1990’ların başında hizmete giren
AIM-120 AMRAAM, ötesi-görsel-menzil (BVR) hava muharebesinde temel bir bileşen. Irak, Suriye, Balkanlar ve Güney Asya’daki operasyonlarda 12’den fazla teyit edilmiş hava-hava vuruşu gerçekleştirdi.
F-15,
F-16,
F/A-18,
F-22,
F-35,
AV-8B,
Eurofighter Typhoon,
JAS-39 Gripen ve
Tornado gibi platformlarla uyumlu olan füze, 40’tan fazla ülkede kullanılıyor.
Aktif radar arayıcı ve at-unut kabiliyeti sunan atalet güdüm sistemiyle donatılan AMRAAM, Mach 4 hızına ulaşabiliyor ve D-3 varyantı ile 160 km’yi aşan mesafelerde hedefleri vurabiliyor. 20 kg’lık parçalanma savaş başlığı ve 40G manevra kabiliyeti, hızlı, çevik ve düşük görünürlüklü hedeflere karşı etkili.
Füze, NASAMS gibi yer tabanlı hava savunma sistemlerinde de kullanılıyor ve Washington D.C., çeşitli müttefik başkentler ve Ukrayna hava sahasının korunmasında görev alıyor. AMRAAM-ER varyantı, uzatılmış menzilli yer tabanlı savunmalar için optimize edildi. Sürekli yükseltmelerle, füze A ve B modellerinden C ve D varyantlarına evrildi. C-5, Yüksek Görüş Dışı (HOBS) kabiliyeti getirdi; C-7 ve 2023’te uçuş testleri başlayan C-8, Form, Fit, Function Refresh (F3R) girişimiyle geliştirilmiş elektronik ve yazılımlar sunuyor. D-3, 2015’ten beri hizmette olup C-7’ye göre %50 daha fazla menzil sağlıyor.
Stratejik Önem ve Gelecek Planları
AMRAAM’a olan talep,
Husi insansız hava araçlarına karşı operasyonlar, İsrail’deki hava savunma faaliyetleri ve Ukrayna’da
NASAMS ile
F-16’lar aracılığıyla yoğun kullanımıyla artıyor. Batı stoklarının tükenmesi ve insansız hava araçları, seyir füzeleri ve devletler arası yüksek yoğunluklu çatışma riskleri, üretim kapasitesini zorluyor. Sözleşme, stokları yenileme ve gelecekteki çatışmalara hazırlık amacı taşıyor.
Mısır’a AMRAAM satışının onaylanması, ABD’nin silah transfer politikasında esneklik sinyali veriyor. Raytheon, yıllık 1,200 füze üretimini 2,000’e çıkarmak için Japonya ile ortak üretim gibi uluslararası seçenekleri değerlendiriyor.
Gelecekte, AMRAAM, geliştirilmekte olan AIM-260 JATM ile birlikte kullanılacak. AIM-260, Çin ve Rusya’nın uzun menzilli füzelerine karşı geliştiriliyor. Nisan 2025’te yayımlanan belgeler, AIM-120E varyantının da düşünüldüğünü öne sürüyor. Raytheon’ın Tucson tesisi, binlerce kişiyi istihdam eden bir üretim merkezi olup, küresel talebi karşılamak için kritik bir rol oynuyor.
Sosyal Medyalardan Bizi Takip Edebilirsiniz: