Rüzgar Enerji Santralleri (RES) Dost mu? Düşman mı?
Rüzgar Enerji Santrallerinin Radar ve Link sistemleri ile etkileşimi savaş ortamı için değerlendirilmesi gereken bir ayrıntı.
Artan çevreci baskılar yenilenebilir enerji kaynaklarını ön plana çıkartıyor.
Dünya enerji tüketimi artıyor. Artan enerji ihtiyacını karşılamak için enerji arzı ihtiyacı da artmakta ve bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talepte artmaktadır. Bu talep rüzgar rejimlerinin uygun olduğu dağlık coğrafyalarda RES yatırımlarının yapılmasına ve böylece tribünlerin tepelerde yer almasına neden olmaktadır.
Tepeler değerlenmekte
Aslında tepelerde tepe kapmaca oynanmakta Radyo Televizyon yayın kuleleri, GSM verici kuleleri, sivil ve asker Telsiz ve Link aktarım sistemleri son olarak ta Meteoroloji ve hava trafik radarları hep tepe noktalarda yer almak istemektedirler. Bunun nedeni daha geniş bir alanda iş görmek ve kuruluş amaçlarına daha iyi hizmet etmek yani daha geniş alanı kapsayabilmek ve daha uzağa ulaşabilmektir.
Bahsettiğimiz bu gerekçeler nedeniyle de 1000 metre üzerinde ki öncelikle ulaşılması kolay yerler daha önceden özellikle yolu olan yerleşim yerlerine yakın olan trafo merkezleri civarında olan son olarak devlet arazisi olan yerler öne çıkmakta kıymet kazanmaktadır.
Güvenlik endişeleri ilk 2010 yılında gündeme geldi
Türk silahlı kuvvetleri ilk kez 2010 yılında RES kaynaklı sorunları gündemine aldı. Bu tarihte Çeşme bölgesinde yapılacak RES yatırımlarını bölgede ki mevcut askeri radarları etkileyeceği gerekçesiyle mercek altına alarak konu hakkında değerlendirmelerin yapılarak bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılacak yatırımları geçici olarak durdurmuştur. O tarihte açık kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığı altında konu il kez tartışmaya başlanmıştır.
Dünya ile aynı zamanda tartışmaya müdahil olduk
Bu tarihlerde Avrupa ve Amerikada da aynı konu tartışılmakta ve Amerikan hava kuvvetleri ile Amerikan enerji firmaları arasında konu hakkında uzlaşma yolları aranmaktaydı. İngiltere bu konuda erken ön alarak üniversitelerde konu hakkında uzman ve teknik personelin Radar üreticisi firmalarla çalışmasını düzenleyen tedbirler almıştır bile. Bu kapsamda araştırma fonları tahsis edilerek AR-Ge faaliyetleri için finansman desteği sağlanmıştır.
Erken dönemde üretilen çözümler iki ana başlık altında toplanarak özetlenmiştir. Bu iki önemli başlıklar “Teknik Çözümler” ve “Teknik Olmayan Çözümler” olarak literatüre girmiştir. Sivil hava trafiğinin emniyet ve güvenliği için sorunun temeline kadar inilerek tartışılmış ve çözümler aranmıştır. EuroControl ve Sivil havacılık Genel Müdürlüğü de konuyu araştırarak bazı sonuçlara ulaşmış ve kriterler tespit ederek bu kriterleri de yayınlamıştır.
Bu doküman teknik olamyan çözümlere ağırlık verirken gelişen elektronik yazılım ve donanım teknolojisi sayesinde hava gözetleme radarlarıda gelişim sağlayarak yeni model daha yetenekli radarlarını sahaya sürmüşlerdir.
Faz dizilimli radarlar çözüme katkı sağladılar
Özellikle RES kaynaklı sorunlara çözüm amaçlı üretilmemiş olsalar da faz dizilimli radarlar soruna çözüm olarak görülmüştür. RES ler için AN/TPS 77 radarı özellikle konu hakkında güzel bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Geliştirilen bu radar Birleşik Krallık açık deniz rüzgar sahası için gözetleme radarı çözümü olarak sunulmuştur.
Lockheed Martin’in TPS -77 radarı, rüzgar santrallerinin içindeki ve çevresindeki radar hedeflerini engelleyen parazitleri veya ‘karışıklığı’ azaltan çözümler sunmaktadır.
Radar sistemi, Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı’na (MoD) güvenilir hava savunma gözetim yetenekleri sağlayacak ve Birleşik Krallık için İngiltere’nin doğu kıyısı boyunca yaklaşık 924 açık deniz rüzgar türbini kurma planının ilerlemesine olanak sağlamıştır.
Aselsan üretimi faz dizilimli radarlar da benzer çözümler sunmaktadır.
Türkiye geliştirdi Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemi ile elde edilen teknoloji sayesinde RES kaynaklı hava özetleme sorunlarına çözümler getirilmiştir. Açık kaynak teknik verilerinden anlaşıldığı kadarıyla geliştirilen donanım ve yazılımlar ve algoritmalar yardımıyla RES ler nedeniyle oluşan olumsuzlukların büyük bir kısmı ortadan kaldırılmıştır. ASELSAN uluslararası pazarda rekabet edebilmek için bu teknolojiyi özgün olarak geliştirerek hayata geçirmiştir. RES sadece radar sistemleri için sorun oluşturmuyor kuş göç yolları üzerinde olurlar ise kuş bilimcileri tarafından da mercek altına alınmaktalar.
Kuş çarpmalarından RES leri korumak için teknoloji devrede
Kuş göç yollarında kurulu RES lere zaman zaman göç esnasında ki kuşlar çarparak çevrecilerin konuyu kamuoyu dikkatine taşımalarına neden olmuştur. Enerji arzında kesinti oluşmaması için bu sorunu çözmek amacıyla yine teknoloji imdadımıza yetişmektedir.
Konu hakkında çalışmalar yapan Avrupa merkezli protecbird firmasının teknolojik çözümleri hızla Avrupa da yaygın olarak kullanılmaya başlamaktadır.
Benzer amaçla çözüm üreten diğer bir üründe MERLIN™ Gelişmiş Kuş İzleme Sistemidir. MERLIN teknolojisi aslen ABD Hava Kuvvetleri ve NASA için geliştirilmiş bir hassas kuş tespit radar sistemi olarak tasarlanmıştır ve gerçek zamanlı bilgi sağlayarak kontrolörlerin, pilotların ve yöneticilerin kuş-uçak çarpışma riskini azaltmalarına yardımcı olmak amacıyla kullanılmıştır.
Kuş göçlerinin gözlemlenmesi ve kuş çarpmalarına karşı sistemlerin durdurulmasına katkı sağlayan bu sistem ile yatırımların önündeki kamuoyu baskısı ve çevreci endişeler giderilmeye çalışılmaktadır.
Holografik Radar hassas gözetleme yaparak boşlukları dolduracaktır
Fransız firması Thales’in sahibi olduğu Aveillant tarafından geliştirilen bu sistem Holografik radar olarak adlandırılmaktadır. Bu sistem Rüzgar tribünlerinden kaynaklanan saklama yani sütre kaynaklı ve radar yayınında oluşan yayın bozunumunu gideren çözümler üretmektedir. Avrupa sivil hava alanlarında yapılan testler neticesinde başarılı sonuçlar elde edildiği görülmüş ve sistem kullanıma verilmiştir.
Özetlemek gerekirse
Rüzgar enerji santralleri hem yenilenebilir enerji kaynaklarından olmaları nedeniyle karbon ayak izini azaltmakta hem de çevrecileri ve Hava sahası yöneticilerini ve askeri radar kullanıcılarını tedirgin etmektedir. Çözümü optimize etmek için teknoloji devreye girmekte ve Teknik çözümler ve teknik olmayan çözümler adı altında toplanmaktadır. Artan enerji ihtiyacı karşısında yenilenebilir enerji kaynaklarının pratiğe geçirilmesine engel olması muhtemel sorunları teknolojinin yardımı ile çözümler üretilmektedir.