
MİLDEN’de kritik eşik aşıldı: Türkiye’de yeni dönem
Türkiye’nin milli denizaltı projesi MİLDEN’de yapım süreci resmen başladı. AIP sistemli yerli denizaltı, bölgesel dengeleri değiştirecek.
MİLDEN’de Yeni Dönem: Türkiye’nin Gizli Devriyesi Sahneye Çıkıyor
Türkiye’nin stratejik bağımsızlık hedefleri doğrultusunda yürütülen MİLDEN Milli Denizaltı Projesi, savunma çevrelerinde büyük ses getiren kritik bir aşamayı başarıyla geçti. Milli Savunma Bakanlığı, ilk test bloğunun inşasının Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda resmi olarak başladığını duyurarak Türkiye’nin denizlerdeki “gizli devriye” kabiliyetinde yeni bir dönemin kapısını açtı. Tamamen yerli mimari üzerine inşa edilecek bu modern denizaltı; sensörlerden silah sistemlerine, görev paketlerinden tahrik çözümlerine kadar geniş bir yelpazede milli teknolojilerle donatılacak.
Dünya Basınında Büyük Yankı: ‘Türkiye Stratejik Özerkliğini Güçlendiriyor’
MİLDEN’in üretim sürecine resmen geçilmesi dünya basınında geniş yer buldu. ABD merkezli Defense Post, Türkiye’nin kendi imkânlarıyla geliştirdiği ilk denizaltının yapımına başlamasını “tarihi bir kırılma anı” olarak nitelendirdi. Haberde, Ankara’nın uzun zamandır üzerinde çalıştığı savunma teknolojilerinde dışa bağımlılığı azaltma hedefinin bu hamleyle somutlaştığı vurgulandı. Yayın, MİLDEN’in küresel ölçekte hız kazanan “yerli denizaltı geliştirme” eğiliminin en güçlü örneklerinden biri olduğuna dikkat çekti.

Asya medyasından Viet Bao ise çelik kesimi ve ilk blok montajının başlamasını “tasarımdan üretime geçişte kritik eşik” olarak değerlendirdi. Özellikle gelişmiş AIP sistemi, düşük akustik iz ve uzun süreli sualtı dayanıklılığı gibi teknik özelliklerin Türkiye’yi farklı bir sınıfa taşıdığına vurgu yapıldı.
AIP Sistemi, Akustik Gizlilik ve Yeni Nesil Silahlar
MİLDEN’in teknik özellikleri projeye duyulan ilgiyi artıran en önemli unsurlar arasında yer alıyor. 80 metreyi aşan gövde yapısı, 2.700 tonluk dizel-elektrik deplasmanı ve AIP (Havadan Bağımsız Tahrik) sistemi, bu denizaltıyı bölgede dengeleri değiştirecek bir platform hâline getiriyor. Uzun süre su altında kalabilen bu yapı, özellikle yoğun gözetim altındaki bölgelerde “sessiz devriye” kabiliyetini üst seviyeye taşıyor.
Projenin silah paketinde yer alan milli sistemler de dikkat çekiyor. AKYA ağır torpidosu, düşman denizaltılarını ve yüzey unsurlarını tehdit edecek güçlü bir seçenek sunuyor. ATMACA deniz füzesinin olası entegrasyonu ise deniz gruplarına karşı angajman mesafesini genişleterek Türk Donanması’na caydırıcı bir üstünlük kazandıracak. Ayrıca gelecekte GEZGİN seyir füzesinin MİLDEN’e eklenme ihtimali, Türkiye’nin denizden karaya uzun menzilli hassas taarruz kabiliyetini bir üst seviyeye çıkarabilir.
‘Doğu Akdeniz’de Dengeleri Değiştiren Program’
Belçika basınından Army Recognition, MİLDEN’i Türkiye’nin diğer modernizasyon projeleriyle birlikte ele alarak, programın Donanma’nın dönüşümünde merkezi bir rol üstlendiğini yazdı. TF-2000 hava savunma muhripleri, HİSAR sınıfı korvet ihracatı ve yeni hava-savunma sistemleriyle birlikte MİLDEN’in Türkiye’yi Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de daha özerk, daha güçlü ve daha etkin hâle getirdiği vurgulandı.
Yayın, özellikle AIP sistemi ve lityum iyon batarya seçeneklerinin uzun ve gizli devriyeler için kritik olduğuna dikkat çekerek, MİLDEN’in “Türkiye’nin deniz kabiliyetlerinin ana direği” olacağını belirtti.
Komşular Takipte: Türkiye Artık Takip Eden Değil, Kendi Sınıfını Oluşturan Ülke
Yunan basınında da geniş yer bulan proje, Ankara’nın savunma teknolojilerinde gösterdiği yükselişin en somut örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. “Takip eden değil, kendi sınıfını oluşturan ülke” söylemi özellikle öne çıkıyor. Analistlere göre MİLDEN, Türkiye’nin sadece kullanıcı değil; kendi teknolojisini geliştiren, üreten ve ihraç edebilen bir savunma ekosistemi oluşturduğunu kanıtlıyor.
Türkiye’nin bölgede artan jeopolitik hareketlilik karşısında denizlerdeki varlığını kalıcılaştırma hedefi, MİLDEN ile çok daha güçlü bir zemine oturmuş durumda. Proje, yalnızca bir denizaltı üretimi değil; Türkiye’nin çevre denizlerde güvenlik mimarisini kendi elleriyle şekillendirdiği yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.





