ASELSAN TOLUN Mühimmatı Türk Silahlı Kuvvetleri’nde
ASELSAN TOLUN Mühimmatı, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi. F-16’lar artık tek sortide 8 hedefe taarruz edebilecek.
ASELSAN TOLUN Mühimmatı TSK Envanterinde: F-16’lara 8 Hedefe Taarruz Yeteneği
ASELSAN tarafından geliştirilen ve uzun süredir test aşamasında olan TOLUN Mühimmatı, resmi olarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girdi. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, TOLUN’un ilk teslimatının gerçekleştiğini duyurdu.
TOLUN, F-16 Fighting Falcon savaş uçakları ve AKINCI TİHA platformlarında kullanılarak hava operasyonlarında çığır açacak özelliklere sahip.
F-16’lara Çığır Açan Taarruz Kapasitesi
TOLUN’un en dikkat çekici özelliği, F-16 savaş uçaklarına tek sortide 8 mühimmat taşıma kapasitesi kazandırmasıdır. Bu sayede bir F-16:
- Aynı anda 8 farklı hedefe saldırı düzenleyebilir.
- Tek bir hedefe yönelik 8 farklı mühimmat kullanabilir.
Ayrıca, AKINCI TİHA’larda ise gövde altında 4 adet TOLUN taşınabiliyor ve hassas taarruz yeteneklerini artırıyor.
Teknik Özellikler ve Yetkinlikler
- Navigasyon: TOLUN, GPS/INS sistemine sahip olup, hedefleme doğruluğunu artıran teknolojiyle donatılmıştır.
- Man-in-the-Loop Kabiliyeti: IIR Arayıcı Başlıklı TOLUN-IIR konfigürasyonu, pilotların bombayı uçuş sırasında manuel olarak yönlendirmesine imkan tanıyor.
- Menzil ve Yıkım Gücü:
- Yaklaşık 100 km menzil.
- 1 metrelik güçlendirilmiş beton delme kabiliyeti.
TOLUN’un bu özellikleri, hem stratejik hedeflere yönelik hassas saldırıları mümkün kılıyor hem de operasyonel esneklik sağlıyor.
TOLUN’un Test ve Gelişim Süreci
TOLUN, envantere girmeden önce:
- F-16 Fighting Falcon ve AKINCI TİHA platformlarından yapılan test atışlarında başarılı sonuçlar elde etti.
- Özellikle güçlendirilmiş beton hedeflere yönelik etkili delme yeteneği, testlerle doğrulandı.
Hava Operasyonlarında Yeni Bir Dönem
TOLUN Mühimmatı, Türk savunma sanayisinin yenilikçi yaklaşımını temsil ediyor ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hava taarruz kabiliyetlerini ileri seviyeye taşıyor. Bu gelişme, Türkiye’nin askeri operasyonel etkinliğini artırırken, savunma sanayisindeki yerli ve milli çözümlerin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.