Almanya’nın İlk F-35A Uçağı Montaj Hattında: Kritik Dönemeç
Lockheed Martin, Almanya için ilk F-35A'nın montajına başladı. Tornado'nun yerini alacak bu uçak, Berlin'in nükleer caydırıcılığını nasıl şekillendirecek?
Almanya Hava Kuvvetleri (Luftwaffe), 5. nesil hava gücüne geçiş yolunda en kritik somut adımı attı. ABD merkezli savunma devi Lockheed Martin, Almanya için üretilen ilk F-35A Lightning II savaş uçağının Teksas, Fort Worth’taki tesislerinde üretim hattına girdiğini ve son montaj aşamasının başladığını doğruladı.
Kasım ayı sonlarında paylaşılan ve uçağın gövde yapısının büyük ölçüde tamamlandığını gösteren fotoğraflar, Berlin’in modernizasyon çabalarının kağıt üzerinden metal yığınına dönüştüğü anı belgeliyor. Bu gelişme sadece bir uçağın inşasını değil, Almanya’nın NATO içindeki nükleer caydırıcılık rolünün devamlılığını ve transatlantik bağların derinleşmesini simgeliyor.
MG-01: Alman Kartalı Doğuyor
Üretim bandındaki ilk uçak, MG-01 kuyruk numarasını taşıyacak. Gövde orta bölümü ve kanatların birleşimiyle son şeklini almaya başlayan uçak, önümüzdeki aylarda elektronik sistem entegrasyonuna ve teslimat öncesi yer testlerine tabi tutulacak. Takvim oldukça sıkışık ve net bir şekilde işliyor:
-
2026: İlk uçağın operasyonel devri yapılacak. Alman pilotlar, eğitim ve intibak uçuşlarına ABD topraklarındaki üslerde başlayacak.
-
2027: Uçaklar, Almanya’daki daimi yuvaları olan Büchel Hava Üssü‘ne intikal etmeye başlayacak. Büchel’deki üs, şu anda F-35’lere uygun güçlendirilmiş sığınaklar ve nükleer sertifikalı altyapı inşası için kapsamlı bir tadilattan geçiyor.
Tornado Efsanesinin Halefi ve Nükleer Görev
Almanya Federal Meclisinin (Bundestag) Aralık 2022’de onayladığı yaklaşık 10 milyar avroluk devasa tedarik paketi, 35 adet F-35A uçağını kapsıyor. Bu alımın arkasındaki temel stratejik motivasyon, Luftwaffe’nin emektar Panavia Tornado filosunu emekliye ayırma zorunluluğudur.
Almanya’nın mevcut hava gücü 138 adet Eurofighter Typhoon ve 88 adet Tornado (IDS ve ECR varyantları) üzerine kurulu. Ancak Tornado filosu, NATO’nun “nükleer paylaşım” doktrini kapsamında ABD yapımı B61 taktik nükleer bombalarını taşıma sertifikasına sahip tek Alman platformu olma özelliğini koruyor. Tornado’ların 2030 itibarıyla envanterden çıkacak olması, Berlin’i bu kritik görev için hızla F-35’e yöneltti. Yeni F-35A filosu, B61-12 nükleer bombaları için gerekli sertifikasyona sahip olacak ve böylece Avrupa’nın nükleer caydırıcılık şemsiyesinde herhangi bir zafiyet oluşması engellenecek.
Teknolojik Sıçrama: F-35A’nın Getirdikleri
Almanya, F-35A ile sadece eskiyen uçaklarını yenilemiyor; aynı zamanda hava harbi konseptini tamamen değiştiriyor. Tornado’nun aksine F-35, düşman hava savunmasının en yoğun olduğu bölgelerde hayatta kalmak ve görev yapmak üzere tasarlandı.
Uçağın Almanya’ya sağlayacağı kritik yetenekler şunlardır:
-
Düşük Görünürlük (Stealth): Radar izini minimize eden tasarımı sayesinde, düşman hava savunma sistemlerinin (S-400 gibi) angajman menziline girmeden sızma ve vuruş yapabilme.
-
Sensör Füzyonu: Farklı kaynaklardan (radar, elektro-optik, veri bağı) gelen verileri tek bir ekranda birleştirerek pilota eşsiz bir durumsal farkındalık sunma.
-
Elektronik Harp: Tornado ECR’nin görevlerini devralarak, düşman radarlarını karıştırma ve bastırma yeteneği.
-
Ağ Merkezli Harp: Diğer dost unsurlarla (Eurofighter, gemiler, yer birlikleri) gerçek zamanlı veri paylaşımı yaparak bir “uçan komuta merkezi” gibi çalışabilme.
Endüstriyel Boyut: “Made in Germany” Gövdeler
F-35 programı, Almanya için sadece bir askeri alım değil aynı zamanda büyük bir sanayi hamlesi. Anlaşmanın en dikkat çekici yönlerinden biri, Alman savunma devi Rheinmetall‘in üretim sürecine dahil olmasıdır. Rheinmetall, Northrop Grumman ve Lockheed Martin iş birliğiyle Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Weeze kentinde son teknoloji bir fabrika kuruyor.
Bu tesis, 2025 yılında faaliyete geçecek ve 2026’dan itibaren F-35 uçakları için orta gövde parçaları üretmeye başlayacak. Buradan çıkacak parçalar sadece Alman uçaklarında değil küresel F-35 tedarik zincirindeki diğer müttefik ülkelerin uçaklarında da kullanılacak. Bu stratejik ortaklık, Alman havacılık endüstrisini NATO’nun yeni nesil hava gücünün kalbine yerleştiriyor ve projeye uzun vadeli bir ekonomik getiri kazandırıyor.
Korgeneral Ingo Gerhartz’ın Aralık 2024’te Georgia’daki fabrikada ilk gövde parçasına imza atmasıyla sembolleşen bu süreç, Almanya’nın savunma politikasındaki köklü değişimin ve 5. nesil hava gücüne geçişinin geri dönülemez bir noktaya ulaştığını gösteriyor.





